9 Mayıs 2014 Cuma

MİM bombardımanı

Merhaba blogger ahalisi!


Bir süre önce Renkli Hayaller tarafından mimlenmiştim. Bugün de sevgili Şeyma "Umut Hikayem" beni mimlemiş. Hepsini cevaplamanın vakti gelmiş de geçiyor demek ki.

 İlk olarak Renkli Hayallerin hikaye mimini yerine getireyim:)

...Kapı çaldığında Kedici Teyze en sevdiği filmi izliyordu "Umut Hikayem". Oturduğu koltuktan kalkarak kapıya doğru yöneldi. Koridordaki aile yadigarı saatin sesi duyuldu, Gooogooook!.Kapıyı açtığında gördüğü manzara Mutlu Yuvanın Demirbaşları olan dostlarıydı. Kızlı Erkekli Kedili onu ziyarete gelmişlerdi. Elleri boş da değildi; en sevdiği film üçlemesi olan Gökkuşağı Dosyası'nı beraberlerinde getirmişlerdi. Hayat sürprizlerle doluydu. Tıpkı Burcu'nun Dünyası gibi...

Ve sevgili Şeyma' nın tek kelime mimi;

*Telefonun nerede? .... Şurada
*Partnerin?....Eşim
*Saçların....Kabarık:)
*Annen....Çikitonum
*Baban?....Canım
*En sevdiğin eşya?...Fularım
*Son gece gördüğün rüya.... Boşluk
*Hayalindeki araba?....Suzuki Vitara
*İçinde bulunduğun oda?....Loş
*Korkun?....Hayat
*On sene içinde ne olmak istiyorsun?....Kendim
*Sen ne değilsin?....Aptal
*Üzerinde ne var?....Nazar:P
*Senin hayatın?....Hareketli
*Moralin?....Gelgitli
*Şu an ne düşünüyorsun?....Pisilerimi
*Senin bilgisayarın?....Samsung
*Bira?....Göbek:)
*Aşk?....Köpük

Hisleri tek kelimeye indirgemek çok zor cidden.
Mini hikayemde yer alan ve mimlenmemiş herkesi kabul ederlerse mimliyorum:)
Hadi bakalım kolay gelsin.

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Oradan buradan...


 6 Mayıs'ı da devirdik.
Günler ne çabuk geçiyor, neredeyse yılı yarılamışız. 
Hızlı akan zamana inat çalışmalarım devam ediyor. Bir süredir yaptıklarımdan paylaşımda bulunmamıştım. Memleket meseleleri sağolsun.
Evde terrrarium yapmaya müsait ne kadar cam obje varsa değerlendiriyoruz. Çiçekçilerde envai çeşit sukulent bitki var. Her gittiğimizde elimiz boş çıkmıyoruz oradan:)


Bu da son çalışmamız. 
Cam objeyi 4 sene önce İkea'dan almıştım. Bir süre içine gittiğimiz sahil beldelerinden topladığım taşları koyarak kullanmıştım ama sonrasında içini boşaltıp bir kenara kaldırmıştım. Kısmeti bu günlereymiş.
 Çiçekçide gözüme kestirdiğim bir sukulent bitki daha var ama adam minicik şeye 17 tl dedi, 14' e bıraktı. Almadım. Bir dahaki gittiğimde sıkı bir pazarlık daha yapacağım:)


Daha önce bahsetmiştim kokulu taşlardan. İlk denemem hatırlarsanız minik kuş ve baykuştu. Eminönü' ne son yaptığımız malzeme alışverişi ziyaretinde tesadüfen ara bir sokakta kalıp satan bir dükkana denk geldik. İnternet üzerinden bir süredir peşinde olduğum iki farklı atlıkarınca formundaki slikon kalıptan birini orada görünce gözüm döndü. Daha önce yaptığım fiyat araştırması verilerinin yarı fiyatına aldım bu kalıbı! Tamamen şans. Nasıl olduysa bu sefer yüzüm güldü:) Bu kokulu taş olayı çok mis çok...

 

Boyamadığım bir mdf kalmıştı ona da el attım tam oldu. İlk olarak bir takı askısı ve mutfakta kurulama bezleri  için bir askı bitti. Kuşların kafeste olmasına içim razı gelmedi ve özgürlüklerini ilan ettiler:)..Sırada bekleyen bardak altlıkları, çay kutusu, kapı süsü, mutfak için bir kara tahta ve internette denk geldiğim bir resimden yola çıkarak sipariş üzerine mdfden kestirdiğim bir aile çalışmam var. 
Tamamlayıp paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Ve...


İşte ilk dekoratif krema efekti çalışmam. 
Kuzenim için üzerinde çalıştığım çay-kahve kavanozlarının kapaklarında denedim ve benim çok hoşuma gitti. 
Telefon kapaklarına bile uygulayanlar var.
Uygulama 24 saatte kuruyor. Bakalım süre dolunca nasıl olacak.

 

Krema efektini paylaşmak için kavanozların tamamlanmış halini bekleyemedim. Biraz sabırsız bir insan olduğum doğru ama asıl sebep bu uygulamayı yapacağımı çok önceden buradan söylemiş olmam ve gecikmem. Daha fazla bekletmek istemedim açıkçası. Kavanozlar bitince nasılsa paylaşırım:)


Cumartesi günü dostlarla Polonezköy çıkartması yaptık. 1 Mayıs' ın üzerine nasıl iyi geldi o temiz hava. Ayakkabılarımı fora edip bol bol bastım toprağa. Ta ki bir arkadaş kenelerden bahsetmeye başlayana dek. Çıplak ayakla dolaşma serüvenim bir anda bitti:). 
Kenelerden normalde korkmam. Küçükken sokakta beslediğimiz bir sokak köpeğimiz vardı arkadaşımla; çok uysal birşeydi. Geceleri onların evinin bahçesinde kalırdı. Tabi hayvan sokakta yaşadığı için sürekli  üzerine keneler yapışırdı. Arkadaşımın dedesi doktordu ve bize büyük bir cımbız vermişti. Korkusuzca, yerde yatan köpeğin kenelerini o cımbızla temizlerdik. 
Küçükken o kadar haşır neşirdik ki sokaktaki hayvanlarla bir kere bile ısırılmadım ama beş sene önce barınak ziyaretinde yerden bitme bir köpek bacağımı ısırıvermişti. Ama hata bende barınağa kapri pantolon ile gidilir mi! Hayvancık bacağımın çıplak yerini görünce dayanamadı tabi:)
Nereden nereye gelmişim yazarken.
Uzun lafın kısası yarın ne olacağımız belli değil, fırsat yakalamışken yeşilin rengine, kokusuna doymak gerek.
Malum arsız cebi dolmazlar her yeşile gözlerini diktiler.

Hadi kaçtım ben, sevgiyle kalın.

6 Mayıs 2014 Salı

5 Mayıslar 6 olmasın...

5 Mayıs Hıdrellez. 
Hızır'ın bereket dağıttığına inanılan bu gece herkes bir gül dalı bulma derdinde. Malum dilekler gül dalına asılıyor. Küçükken hırın hışın dileklerimi yazar, çizer gül dalına asardım. Bir de ateş yakardık ve üzerinden yorgunluktan bitap düşene dek bir oraya bir buraya atlardık.


Yıllar geçtikçe gerçekler insanın kafasına dank ediyor galiba; eski Hıdrellez heyecanımı kaybettim. Zaten balkonumuzdaki minik sarı gülümüz de soldu gitti.
Ama annem benden daha inançlı bu konuda iki kırmızı kese içinde para hazırlamış bize. Asacak gül ağacımız yok desem de dinletemedim. "Sardunyanın saksısına koy" dedi..:) Hıdrellez hıdrellez annemi üzecek değilim tabi, koydum saksıya; sabah biçeceğim bereketi saksıdan.


Hayatın içine daldıkça, okudukça, inceledikçe 5 Mayıs' lar hiç 6' ya varmasın istedim. Hala öyle. Hıdrellez'in benim için çocukluktaki sevincini burukluğa bırakması bu yüzden belki de. Hukuki değil siyasi olarak yargılanan gencecik üç insan 5 Mayıs'ı 6 ya bağlayan gece, güneş doğmadan idam sehpasına çıkarıldılar.

Deniz Gezmiş
  Yaşasın tam bağımsız Türkiye! 
  Yaşasın Marksizm-Leninizm! 
  Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! 
  Yaşasın işçiler, köylüler! 
  Kahrolsun Emperyalizm! 
      
  Yusuf Aslan
  Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için, bir defa, şerefimle ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle hergün öleceksiniz! Bizler halkımızın hizmetindeyiz, sizler Amerika'nınr hizmetindesiniz 
  Yaşasın devrimciler! 
  Kahrolsun faşizm!.. 
      
  Hüseyin İnan
  Ben, şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım. Bundan sonra bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum. 
  Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler. 
  Kahrolsun faşizm!..

O günler kendi karanlığı içinde geçti. 
Geçen sadece günler oldu. Ölümse günümüzde sadece biçim değiştirdi. 
Küçükken üzerinden atladığım o ateş artık yüreğimde yanıyor. Kelimeler öylesine kifayetsiz ki...

  Erdemleri  rehberimiz, anıları yolumuza ışık olsun...
                                                                         N. BEHRAM


Sevgiler...