5 Mart 2014 Çarşamba

İşleyen demir ışıldarmış:P

Merhaba blogger dostları!

Bugün yaptıklarımdan bir şeyler paylaşma günü. 


 

Dışarıdan siyah görünen cam buz kovalarımın biri içeriden kırmızı diğeri turkuaz görünüyor. Bu iç-dış renk farklılığı uyguladıktan sonra çok hoşuma gitti. Farklı objelerde de deneyeceğim ilerleyen günlerde.


Uzun süredir aklımda olan, benim tabirimle pencereli kavanozları hayat geçirmeye başladım. Aslında boya yaparken genelde canlı renkler kullanıyorum, bu açıdan da bu çalışma beni için bir ilk; toprak tonlarını kullandım. Renklerde koyu olan mevcut bir renk diğerlerini kendim renklerle oynayarak elde ettim.



Vernik sırasına girdiler. Bakalım ne zaman sıra gelecek:)

Sevgiler...

3 Mart 2014 Pazartesi

Şu egonuzdan bir sıyrılmayı başarsanız...

Bugün hava ne kadar güzel, pırıl pırıl. Mutlu olmak için süper bir bahane:)

Pazar günü Kadıköy'deydik. Toplanma saati 14:00 idi ancak biraz erken çıktık evden, erken gidelim, vapurda kahvaltı edelim diyerek. Çay, simit, peynir...Özlemişim vapurda kahvaltı etmeyi. Kadıköy' e vardığımızda etraf henüz tenha idi. İzmir' den gelen hayvansever dostlar alana ulaşmışlardı. Diğer otobüsler henüz yolda idiler.


Çarşaf çarşaf pankartlar meydanda yerini almıştı çoktan. 
Saatler ilerledikçe kalabalık artmaya başladı.



Ve saat 14:00 olduğunda biz hazırdık.




Maddog bu eylem için sosyal medya üzerinden ciddi bir örgütlenme çabası içerisine girmişti hakkını yememek lazım. Benim de sürekli olarak takip ettiğim bir oluşumdur ayrıca. Ancak ilerleyen satırlarda onunla ilgili de bir serzenişte bulunacağım. Konuyla ilgili pek çok dernek ve stk yı bu eylemde bir araya getirme çabasındaydı. Facebook sayfası üzerinden sürekli olarak çeşitli görseller paylaşarak katılımı arttırmaya çalışmıştı. Ancak şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Ben şunu anladım ki insanlar klavye mahkumu (maymunu?) olmuş. Orada burada atıp tutanlar, hepimiz oradayız, hebele hübele diyenler neredeydi çok merak ediyorum çünkü kalabalık hiç de tahmin ettiğim gibi olmadı. Nerede o İstiklal Caddesi' ndeki ilk iki yürüyüşümüzdeki insan seli:S


30.09.2012 Taksim İstiklal Caddesi "Kanlı Yasaya Hayır" yürüyüşümüzden.

Oturduğumuz yerden ahkam kesmekle bu işler yoluna girmiyor hanımlar beyler. Elinizi taşın altına sokacaksınız; bunun başka yolu yok.


 Bir de " Memlekette bunca sorun varken uğraşacak başka şey bulamadınız mı?" diye laf kalabalığı yapan, " Sokakta onca aç insan varken neden hayvanlar" diyerek lakırdı eden insan müsveddelerinden çok sıkıldım gerçekten. Ben tercihimi hayvanlardan yana kullanıyorum; itirazı olan? "Sizler de boş boş konuşacağınıza o muhtaç insanlara yardım edin o zaman; tercihinizi onlardan yana kullanın" demekten ben bıktım, adamlar bıkmadı yahu! Bunu söyleyen adam acaba hiç aç bir çocuğun karnını doyurdu mu? Ben kimseye ne yardım yaptığımı açıklamak zorunda değilim. Ama insanı çileden çıkarıyorsunuz. Evet, gücünüze gidecek belki ama çocuk da doyurdum, yardım da ettim. Ahkam kesenler yanlarına aç bir çocuk yaklaştığında koşar adım kaçarken ben ... Neyse. Sakin...


Maddog -Fırat Yıldız- ile ilgili de bir serzenişte bulunacağımı belirtmiştim. Herşey iyi güzel hoş da neden hazırlanan tüm el pankartlarında amblem var arkadaş? Bu durumu iyi niyete yormak istiyorum ama ne demişler "sinek küçük ama mide bulandırır". Ayrıca platform arkasında hoş olmayan ve hiçbir şekilde tasvip etmeyeceğimiz bazı olaylar gerçekleşmiş; şahit olmadık ama ikinci ağızdan haberdar olduk. Umarım bu konuya da kendisi açıklık getirecektir. Çünkü münakaşanın ve tribin bize faydası yok.

Ayrıca konuşmacı olarak platforma çıkarak tüm dernekler adına konuştuğunu belirtip tamamen kendi üzerinden reklam yapan biri vardı ki - meclisteki son görüşmeye de katılmıştı, ismini belirtmeyeceğim; biraz internet araştırmasıyla öğrenebilirsiniz - ağlamakla yüz buruşturmakla kendini affettiremez. Çünkü sözde doğal yaşam parkları ve barınaklar konusunda kanlı yasaya olan katkısı su götürmez; gözyaşları da bu durumu temizlemez.

Hal böyle olunca blogger dostları hayvan koruma ve yardım derneklerindeki ego fırtınası ve çıkar gayeleri sebebiyle hiçbirine üye değiliz. Tüm eylemlere bağımsız yaşam hakkı savunucusu ve hayvansever olarak katılıyoruz.Çünkü şu ana kadar katıldığımız her eylemde ve mitingte bazı kişilerin "önce ben, hep ben hep ben, o konuşursa ben terk ederim mitingi bla bla..." tavırlarından korkunç rahatsız oluyorum. Şunu anlayamıyorum hepimizin amacı aynı da neden ortak paydada buluşamıyoruz; habire birbirimizi yiyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun artık:(


Ve tabiki ÇARŞI. Onlar kanlı yasaya da karşı. Minnettarız.


Bu fotoğrafı alanda yaşça bizden genç bir arkadaş rica ederek çekti. Gece, sosyal paylaşım sitesindeki sayfasında paylaşmış. Hatta sürprizler de varmış; habersiz çekilen iki fotoğrafımızı daha gördüm:) Mücadelemiz ölümsüzleşmiş oldu sayesinde, kendisine -Burhan Yıldırım- sonsuz teşekkürler.



Pazar günü bizlere katılarak desteğini eksik etmeyen tanıdık yüzlere minnettarız. 5199 sayılı kanlı yasa durdukça biz yine alanlarda olacağız. Şimdiye kadar herşey çok barışçıldı ancak bundan sonrası için söz veremiyorum. İnatçıyımdır ve savunduğum şeyi asla yarı yolda bırakmam. 
Sevgiler...